CategoriesBlog

Gıda Takviyesi

Vitamin ve mineral kaynaklı takviye edici gıdalar; tek başlarına veya kombine olarak kullanılabilen, kapsül, tablet, toz, solüsyon vb. şeklinde satılan konsantre formda kaynaklardır.

5996 sayılı Kanun kapsamında Gıda terimi “doğrudan insan tüketimine sunulmayan canlı hayvanlar, yem, hasat edilmemiş bitkiler, tedavi amaçlı kullanılan tıbbî ürünler, kozmetikler, tütün ve tütün mamulleri, narkotik veya psikotropik maddeler ile kalıntı ve bulaşanlar hariç, insanlar tarafından yenilen, içilen veya yenilmesi, içilmesi beklenen işlenmiş, kısmen işlenmiş veya işlenmemiş her türlü madde veya ürün, içki, sakız ile gıdanın üretimi, hazırlanması veya muameleye tâbi tutulması sırasında kullanılan su veya herhangi bir maddeyi” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunda takviye edici gıdalar ise; “normal beslenmeyi takviye etmek amacıyla, vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, lif, yağ asidi, amino asit gibi besin öğelerinin veya bunların dışında besleyici veya fizyolojik etkileri bulunan bitki, bitkisel ve hayvansal kaynaklı maddeler, biyoaktif maddeler ve benzeri maddelerin konsantre veya ekstraktlarının tek başına veya karışımlarının, kapsül, tablet, pastil, tek kullanımlık toz paket, sıvı ampul, damlalıklı şişe ve diğer benzeri sıvı veya toz formlarda hazırlanarak günlük alım dozu belirlenmiş ürünler” şeklinde ifade edilmiştir [1]. Bu iki tanımdan yola çıkılarak supleman, beslenme desteği olarak da ifade edilebilen gıda takviyeleri vitamin ve minerallerin yüksek dozlara karşılık gelen miktarlarının hap, kapsül, şurup şeklinde kullanılabilir formları olarak tanımlanmakta ve beslenmede yer alan gıdalara ek anlamına gelmektedir. Besin destekleri genel olarak; vitaminler, mineraller, aminoasitler, esansiyel yağ asitleri, posa, çeşitli bitkiler ve bunların ekstrelerini de kapsayan geniş bir yelpazeye sahiptir [2, 3]

Vitamin ve mineral kaynaklı takviye edici gıdalar; tek başlarına veya kombine olarak kullanılabilen, kapsül, tablet, toz, solüsyon vb. şeklinde satılan konsantre formda kaynaklardır. Bunlar küçük birim miktarlarda (doz) alınmak üzere tasarlanmış olup, alışılmış besin şeklinde değillerdir. Bunların kullanım amacı gündelik hayattaki beslenme ile alınamayan veya alımı yeterli olmayan vitamin ve minerallerin takviye ya da destekleyici olarak alınmasıdır. Beslenme sorunlarının tedavisi ve önlenmesi amacıyla diyetin desteklenmesi ve besinlerin zenginleştirilmesi, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak kullanılan girişimsel (müdahale) yöntemlerdir [2, 4].

Takviye edici gıdalar, bireye yönelik bir uygulama olup bireylerdeki beslenme veya bireyin yeterli miktarda besinsel öğelerden faydalanamaması sonucu oluşan eksikliğe göre kullanılmaktadır. Takviye edici gıdalar, vitamin, mineral, posa, aminoasitler, fitokimyasallar, otlar ve botanik ürünleri kapsar. Supleman olarak sunulan besin ögelerinin çoğu, günlük diyette doğal olarak bulunmaktadır. Ancak besin destekleri, besin ögelerini yüksek miktarlarda vücuda sağlayan, konsantre ve ekstrakte edilmiş bileşiklerdir. Araştırmalar, en çok kullanılan besin desteklerinin; mineral içeren veya içermeyen multivitamin besin destekleri/suplemanları olduğuna işaret etmektedir [2, 4].

Vitamin ve mineraller yaşam için hayati olup, gerektiğinde takviye amaçlı kullanılmaları özellikle belirli yaş ve sağlık durumunda olan bireyler için sağlık açısından gereklidir [2, 5]. Özellikle Avrupa ve Amerika’da, bitkisel besin destek ürünleri yoğun olarak kullanılmakta ve insanların sağlığına pozitif etki yapmakta, kendilerini zinde, iyi ve sağlıklı hissetmelerini sağlamaktadır. Böylece daha sağlıklı bir toplum oluşmakta, insanlar daha zor hastalanmakta veya hastalıkları daha hafif atlatmaktadırlar. Böylece hem toplumda iş kaybı önlenmekte hem de devletlerin ilaç harcamaları azalmaktadır [2, 4, 6].

Bir çok besin destek ürününün (D Vitamini, kalsiyum, balık yağı) güçlü destekleyici bilimsel kanıtları mevcuttur. Özellikle multivitaminler, yaşlılar ile gerekli demir ve folik asit seviyesine erişmek isteyen üreme dönemindeki kadınlar için gereklidir. Öte yandan egzotik meyve suları, bitkiler ve karışımlar da besin destek ürünleri arasında sayılmaktadır. Bu ürünler pazarlanırken vücut ve sağlık için faydalı olduklarına dair, antioksidan, detoks ürünü, bağışıklık güçlendirici, kilo vermeye faydalı gibi çok sayıda iddia kullanılmaktadır [3, 7].

Gıda takviyelerinin ilaç olarak değerlendirilmemesi gerektiği ancak doğru kişi tarafından önerildiğinde ve doğru şekilde tüketildiğinde bireyin sağlığını olumlu yönde etkilediği bilinmektedir. Gıdaların ve bileşenlerinin fonksiyonel özellikleri gıda takviyelerinin kullanımını teşvik etmiş ve günümüzde sağlığın korunması açısından gerekli hale gelmiştir. Günümüzde yanlış ve yetersiz beslenme ya da tüketilen üründen gereken faydanın sağlanamaması gibi problemler gıdaların doğru ve dozunda tüketilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bireylerin sağlıklı olabilmesi için gerekli bileşenler (vitamin, mineral vb.) farklı sebeplerden dolayı artık gıdalardan sağlanamamakta ve bunun sonucunda takviye edici gıdalara eğilim artmaktadır. Günümüzde, gıdaların fonksiyonel özellikleri (antioksidan, besinsel lif, aminoasit vb.) gıda takviyeleri sektöründe yeni ürünlerin gelişimine olanak sağlamakta ve bu takviyelere ihtiyaç duyan bireylerin gereksinimleri karşılanabilmektedir [4].

[1]https://istanbul.tarimorman.gov.tr/Belgeler/SolMenu/RESMIGAZETE2018/5996SAYILIKANUN.pdf

[2] Tek, N.A., Pekcan, G. 2008. Besin destekleri kullanılmalı mı?, http://sbu.saglik.gov.tr/ Ekutuphane/kitaplar/t65.pdf, Erişim: 28.01.2016.

[3] Ergen A. –Bozkurt Bekoğlu F.. 2016. Türkiye’ de Besin Destek Ürünlerine Yönelik Görüşler ve Tüketici Profilini Tanımlamaya Yönelik Bir Araştırma. Journal of Business Research Turk. 8/1. 323-341.

[4] Atalay D. ve Erge H. S. 2018. Gıda Takviyeleri ve Sağlık Üzerine Etkileri. Food and Healt. 4(2), 98 – 111. DOI: 10.3153/FH18010.

[5] Hatchcock, J. 2004. Safety of Vitamin and Mineral Supplements Safe Levels Identified by Risk Assessment,http://www.iadsa.org/images/userfiles/ IADSA%20vitamins%20and%20minerals.pdf

[6] Gül, Ç. (2013). “Endüstriyel Bakış Açısıyla Bitkisel Ürün Pazarı”, MİSED, Sayı 31-32, p.28-30.

[7] Temple, N. J. (2010). The marketing of dietary supplements in North America: the emperor is (almost) naked. The Journal of Alternative and Complementary Medicine, 16(7), 803-806.

CategoriesBlog

Vitaminleri Almak İçin En İyi Zamanlar!

Vitamin ve mineral yetersizlikleri (VMY) (mikronutrien malnutrisyonu) dünyada, gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu kadar, gelişmiş ülkelerde de yaygın olarak görülmektedir.

Vitamin ve mineral yetersizlikleri (VMY) (mikronutrien malnutrisyonu) dünyada, gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu kadar, gelişmiş ülkelerde de yaygın olarak görülmektedir. Ülkemizde de vitamin ve mineral yetersizlikleri önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Vitamin ve mineral yetersizlikleri insan sağlığını, ülkenin ekonomik gelişimini etkilemekte, önemli sağlık sorunlarına yol açmakta, insan gücü ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Vitamin mineral yetersizliklerine, tüm yaş gruplarında rastlanabilir [1].

Genel olarak yeterli ve dengeli beslenen yetişkinler vitamin ve mineral desteğine ihtiyaç duymazlar. Ancak;

1. Düşük enerji içeren diyet tüketenler,

2.Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayamayanlar (psikolojik ya da ekonomik nedenlerden dolayı),

3. Vejetaryenler (özellikle hiçbir hayvansal gıda tüketmeyen veganlar),

4. Demir yetersizliği anemisi olanlar,

5. Bebek (D vitamini yetersizliğinin önlenmesi) ve çocuklar,

6. Bebeklerin ilk altı aylık dönemde tek başına anne sütü ile beslenmemiş olması ve altıncı aydan sonra uygun tamamlayıcı besinlere başlanmamayan bebekler,

6. Gebe ve emzikli kadınlar (Demir, folat, B12 vitamini vb.)

7. Menapoz sonrası kemik kaybı fazla olan kadınlar,

8. Yaşlılar,

9. Uzun süre ilaç kullananlar (antasitler, antibiyotikler, laksatifler, diüretikler),

10. Besin alımını engelleyen alerjik hastalıkları olanlar,

11. Bir hastalığa bağlı beslenme (nutrisyon) tedavisi alanlar,

12. Diyaliz tedavisi gören hastalar,

13. Enfeskiyonlar veya parazitik organizmaların bulunduğu bireyler,

15. Besinlerin emilimine ait problemlerin varlığı veya bu bozukluğa sebep olacak hastalıklara sahip bireyler,

Gibi birçok nedenle sağlıklı da olsa bazı özel durumları olan bireylerin gıda takviyelerini kullanması gerekli olabilir [1, 2].

[1] Tek, N.A., Pekcan, G. 2008. Besin destekleri kullanılmalı mı?, http://sbu.saglik.gov.tr/ Ekutuphane/kitaplar/t65.pdf, Erişim: 28.01.2016.

[2] Ergen A. –Bozkurt Bekoğlu F.. 2016. Türkiye’ de Besin Destek Ürünlerine Yönelik Görüşler ve Tüketici Profilini Tanımlamaya Yönelik Bir Araştırma. Journal of Business Research Turk. 8/1. 323-341.

CategoriesBlog

Vitamin Nedir?

Vitaminler doğal olarak besinler içerisinde yer alan, büyük çoğunluğu ile dış kaynaklı, büyüme, çoğalma ve sağlığın devamı için gerekli olan ve az miktarları ile etki yapan organik bileşiklerdir.

20. yüzyılın başlında karbonhidratlar, proteinler ve yağlar birincil besin öğeleri olarak tanımlandı. Deney hayvanlarında sadece, protein, karbohidrat ve lipidlerden oluşan bir besin rejimi uygulandığında bu hayvanların yeterli bir şekilde gelişmedikleri ve sağlıklı bir görüntü içinde olmadıkları gözlemi yapıldı. Bu durum, vitamin diye adlandırılan bazı besin faktörlerinin adı geçen besin maddeleri içerisinde bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Bu sayede de vitaminlerin temel besinler ile birlikte vücut için eşit derecede önemli olduğu anlaşıldı [1]

Bir besin faktörü yokluğu nedeni ile Uzak Şarkta Java’da yaşayan yerlilerde Beriberi hastalığının meydana geldiği gözlemini yapan ilk araştırıcı Hollandalı hekim Grijns (1901) olmuştur. Ancak bilinen üç çeşit besin maddesinin dışında vazgeçilmez bazı besin faktörlerinin de bulunduğunun farkına ancak 20. Yüzyılın başlarında varılmıştır. Besinler içerisinde bulunmaması halinde Beriberi hastalığının meydana gelmesine sebep olan besin faktörünün Tiamin olduğunu bulan araştırıcı, 1912 yılında pirinç kabuğundan bu vitamini izole etmeyi başaran Polonyalı Kimyacı Casimir Funk olmuştur. Tiaminin azot ihtiva etmesi dolayısıyla bu maddeye Latince “Yaşam” anlamındaki “Vita” teriminden türetilen ve genel olarak hayat veren azotlu madde anlamına gelmek üzere “Vitamine” adını veren de yine Casimir Funk’ tur. Ayrıca Fransızcada “Vitamine” canlılar için hayati önemi olan bir dizi kimyasal bileşiğin ortak adı olarak da anlamlandırılmaktadır. Tüm vitaminlerin amin yapıda olmadığının anlaşılmasının ardından amine kelimesi sonundaki “e ” eki atılarak “Vitamin” bütün diğer besinsel faktörler için de kullanılan bir terim halini almıştır [1, 2]

Vitaminler doğal olarak besinler içerisinde yer alan, büyük çoğunluğu ile dış kaynaklı, büyüme, çoğalma ve sağlığın devamı için gerekli olan ve az miktarları ile etki yapan organik bileşiklerdir. Genellikle ısıya dayanıklı maddelerdir. Parenteral yoldan veya sindirim kanalı ile vücuda dahil olabilirler [3, 4]

[1] Bingöl, G. 1997. Vitaminler ve Enzimler. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları Ders Kitabı Serisi No:46 file:///C:/Users/Asl%C4%B1/Downloads/Vitaminler%20ve%20Enzimler.pdf

[2] Rodela, M. 2020. Biochemistry of Vitamins. 1-26. https://www.researchgate.net/publication/342644243_Biochemistry_of_Vitamins

[3]https://biyokimya.vet/documents/biyokimya/Vitaminler_ve_Koenzim_Fonksiyonlari.pdf

[4] https://veteriner.erciyes.edu.tr/Uploads/files/Vitaminler.pdf